Ekşi Sözlük’te 28 Şubat tarihinde başlayan, 6 Mart’ta alevlenen
ve yazarların entry’lerini silmesiyle devam eden büyük bir protesto yaşanıyor
birkaç gündür. Bu yazıyı yazdığım saat itibariyle 1065 yazar, toplamda 800 bin kadar entry’sini sildi,
silmeye devam ediyor. Bu protestoya katılan yazar sayısı da her gün biraz daha
artıyor. Gerek sözlükten takip edebildiğim, gerekse bana sorulanlardan gördüğüm
kadarıyla da, bu protestonun neden yaşandığını, basit bir tema değişikliğine
gösterilen tepkinin nasıl olup da buraya geldiğini bilmeyen, anlamayan çok
sayıda insan da var. Hem onlar için, hem de hafıza oluşturmak adına yaşananları
özetleyip, yazarların neyi ve niçin protesto ettiğini anlatmaya çalışayım.
Aslında sözlükteki birçok yazar, uzunca bir süredir
yönetimin tavrından, yazarları iplememesinden, keyfiyetinden ve sözlüğün
kalitesinin ciddi anlamda düşmesinden şikâyetçiydi. Bu nedenle sözlük hesabını
kapatıp giden çok sayıda yazar oldu zaman içinde. Ama bu yazarların bir kısmı
bunu sessiz sedasız, bir kısmı da bir veda yazısıyla yaptı münferit olarak.
Dolasıyla bu gidişler, ayrılışlar, kitlesel bir tepkiye dönmedi genel olarak. “Yaprak dökümü” adını verdiğimiz
kırılmaları saymazsak tabii. Bu yaprak dökümleri, 2000’lerin başından beri
yaşanıyordu az sayıda yazarın topluca ayrılmasıyla. En büyük ve en ciddi yaprak
dökümü ise 2011 yılında yaşandı. Sözlük yönetiminin yazar bilgilerini
savcılığa vermesi, bundan da yazarlarını haberdar etmemesi, çok sayıda
yazarın sürpriz bir şekilde savcılıktan gelen kâğıtla konudan haberdar olması
büyük bir infial yarattı sözlükte. Sözlüğün önemli yazarları, 2011 yaparak dökümü’nde ayrılmıştı
sözlükten. Bir yıl sonra moderasyon
ekibinin toplu istifası da önemli bir kırılma olarak sözlük tarihindeki
yerini aldı. Bunlara ek olarak keyfi
biçimde yazar uçurmalar, sansürler, yazarlar üzerindeki baskı, sözlük
yönetiminin kendi arkadaşlarına (şahıs veya ticari firma) yönelik sıradan ve
basit eleştirel entry’lerin ahbap çavuş ilişkisi dahilinde silinmesi gibi
birçok tavır, zaten yazarlarla yönetim arasında gerilimlerin yaşanmasına neden
oluyordu. Buna rağmen alternatif bir platform bulunamadığı için de, tepkili
olan yazarların çoğu, sözlükte yazmayı sürdürdü.
Tema değişikliği ve ilk tepki başlıyor
Bilindiği gibi 28
Şubat tarihinde bir tema değişikliği yapıldı sözlükte. Eski temadaki bazı
işlevsel özelliklerin kaldırıldığı, görünüm olarak da gerçekten kötü olan bu
yeni temaya, her tema değişikliğinde olduğu gibi yine tepki verdi yazarlar.
Özellikle renk kullanımının göz yorduğu ve okumayı büyük oranda zorlaştıran
temayla ilgili olarak aynı gün, “28
şubat 2016 ekşisözlük direnişi” başlığını açan yazarlar, eski temanın geri getirilmesi
talebinde bulundu. (Şimdi fark ettim ki, bu başlık sansüre uğramış. Başlığın
doğru şeklini yazmak için sözlükteki arama çubuğuna “28 şubat 2016” yazdığımda, bu başlığın çıkması gerekirdi, çıkmıyor.
“28 şubat 2016 ekşisözlük” yazdım,
yine çıkmadı. “28 şubat 2016 ekşisözlük
direnişi” yazdım, yine çıkmadı. Son yazdığımı tekrar yazıp enter’a
tıkladığımda açıldı başlık ancak. Yönetim, bugüne dair bir hafıza kalsın
istememiş sözlükte ve kimseye hissettirmeden, pislik yaparcasına kaldırmış
arama kutusundan).
Buradaki ilk tepki, sadece tema değişikliğine yönelikti ve direnişe
katılan yazarlar, eski tema gelene dek entry girmeyeceklerini belirtiyordu. Bu
tepkiler biraz daha artınca, sözlüğün ceo’su olan kanzuk, böyle bir tepkiyi beklediğini, bunu göze aldığını, ancak
değişime herkesin ayak uydurması gerektiğini belirten bir açıklama yaptı. Bu,
yazarların daha da gerilmesine neden oldu. Tam bu arada, “otenazi isteyen elf” nick’li yazar, eylemi bir adım daha ileriye taşıyarak
tüm entry’lerini sileceğini
açıkladı. Yanlış anımsamıyorsam daha sonra da ssg’nin başlığına direnişle
ilgili olarak, Kibar Feyzo filminin
son sahnelerinden birinde geçen bir sözü yazdı: “Düğün havası değil bu ağam, cenk havası!” Yazar, bu entry’si
üzerine sözlükten haksız bir şekilde uçuruldu!
Uçurulmalar bununla da sınırlı kalmadı, başka yazarlarla devam etti.
Ekşi Şeyler
Tüm bunlar yaşanırken, sözlük yazarlarının önüne “Ekşi Şeyler” adlı bir site çıkarıldı. Site,
Ekşi Sözlük’te yer alan entry’lerin derlemesinden oluşan, bazı editoryal
düzenlemeler ve görsellerle birlikte entry’lerin sunulduğu, Onedio adlı sitenin “orijinal kopyası” niteliğinde bir yer.
Yazarlar bu kez, “Zaten burada bedavaya
yazdıklarımız üzerinden para kazanıyorsunuz. Bir de bize sormadan eserlerimizi,
emeklerimizi ek gelir kapısı olarak başka bir yerde kullanamazsınız” şeklinde tepki göstermeye başladı. Burada da yazarlarla yöneticiler arasında “telif” ve “kullanım hakkı” gerilimi yaşandı. Zira sözlük yöneticilerine göre,
yazarlara zorla dayatılan ve hiçbir hukuki geçerliliği olmayan Ekşi Sözlük Kullanıcı Sözleşmesi uyarınca, sözlükte yer alan tüm entry’lerden her şekilde gelir elde etme hakkı
vardı Ekşi Sözlük sahiplerinin. Tartışma biraz daha büyüdü, bir yazar
tarafından “suç duyurusunda bulunulacağı”
noktasına geldi. Bu açıklamanın üzerine sözlük yönetimi, “Entry’lerim Ekşi Şeyler’de kullanılmasın” seçeneği getirdi ayarlar
menüsüne. Entry’lerinin kullanılmasını istemeyen yazarlar, bu seçeneği
işaretleyeceklerdi. Ancak bu da hakka ve hukuka uygun değildi. Tartışmalar ve
tepkiler büyümeye, daha fazla yazar entry’lerini silmeye başladı sözlükten.
Gezi Direnişi’ne dönüyor…
Tepkiler büyürken, 5
Mart günü bir başlık açıldı sözlükte: “bütün
yazarların bütün entry’lerini silmesi”. Her ne kadar gerçekleşmesi imkânsızın
ötesinde de olsa, böyle bir şey, sözlüğü bir günde bitirecek bir hamle olurdu.
Ancak fikre destek gelmeye başladı ve entry’lerini silen yazarların sayısı
artış gösterdi. Buradaki amaç, sözlükte nitelikli entry bırakmamak, böylece
kendileri üzerinden sözlüğe trafik akışı sağlanmasına katkı sunmayarak tepki
göstermekti. Zaten uzunca zamandır var olan kızgınlıkların ve gerilimin
birikimiydi bu. Eylem, “28 şubat 2016
ekşisözlük direnişi” başlığında da paylaşıldı ve çok sayıda yazar eş
zamanlı olarak entry silmeye başladı. “bütün
entry’lerini silen yazarlar listesi” başlığı açılarak da protestoya
katılanlar tek başlık altında toplanmak istendi.
Sözlük yönetimi,
bu dakikadan itibaren Gezi
eylemlerindeki AKP iktidarı gibi, sözlüğün ceo’su da Erdoğan gibi
davranmaya başladı. Önce başlıklar sansürlendi, sonra protestoya katılan
yazarlar uçuruldu. Bir adım daha ileri gidilerek, entry silinmesi tamamen engellendi. Bir saat boyunca hiçbir yazar
entry’sini silemediği gibi, başlıktaki entry’sini de edit’leyemedi. Farklı
başlıklara entry girişi yapılabiliyorken, direniş başlıklarına entry girilemedi.
Panikleyen yönetim zorbalığı ele aldıkça, diğer yazarlar da yönetimin bu
tavrına isyan edip protestolara katıldı. Artık
olay, tema ve Ekşi Şeyler olmaktan çoktan çıkmıştı. Yazarlara yapılan kabul
edilemez uygulamalara tepki gösterdi diğer yazarlar da. Özellikle entry
silinmesinin engellenmesi ve çok sayıda yazarın haksızca uçurulmasıyla beraber,
iş tamamen çığrından çıktı artık. Protestolara katılan “belirlenebilmiş” yazar sayısı bini,
silinen ve silinmesi devam eden entry sayısı 800 bini buldu. “Belirlenebilmiş” diyorum, zira eyleme katıldığı
için uçurulan ve kendileriyle iletişimin kesildiği için listede adı yer almayan
çok sayıda yazar da oldu.
Ekşi Sözlük’ün 17 yıllık tarihinde yaşanan bu en büyük
protesto sonrası yönetim de geri adım atmak zorunda kaldı elbette. Son yapılan
açıklamalar daha bir ılımlı, uzlaşmacı, yazarların istediği yönde bir dille gerçekleşti.
Ancak bir yandan bu dili kullanarak
yazarların gazını almayı amaçlayan yönetim, diğer yandan yazar uçurmaya ve
çaktırmadan sansür uygulamaya devam etti ve ediyor. Bundan ötürü de birçok
yazar, yapılan son açıklamalardan ikna olmadığı için eylemini sürdürüyor.
Halen birçok yazar, gösterilen bu tepkilerin basit bir tema
değişikliği veya sadece Ekşi Şeyler nedeniyle olduğunu sanıyor. Oysa direniş
başlıklarında da defalarca yazıldığı gibi, “mesele
tema değil sen hâlâ anlamadın mı?”
Güncelleme: 12 Mart 2016 itibariyle entry silen yazar sayısı 1500'e yaklaştı, silinen entry sayısı 1 milyonu geçti.
Oda Tv'de yayınlanan açıklama için ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama her tür istismara açık bir mecra haline gelmişti. İftiraların, dezenformasyonun ana mecralarından birine dönüşmüştü. Faşikti faşik
YanıtlaSilOda Tv'de yazan kişi belli ki eski bir sözlğk yazarı. Bugün protestoya katılan yazarların en az yarısı, orada anlatılan 15 yıl önceki konuları bilmiyor. O arkadaş biraz da kendi içinde birikenleri dökmüş.
Silşöyle salak salak efsaneleştirme çabaları yok mu, ya neadar selak selak işler bunlar yea
YanıtlaSilAyrıca kullanıcı sözleşmesinin sinsice değiştirilmesi daha da irdelenmeli, dile getirilmeli çünkü basit bir yanlış değil sözleşmenin tek taraflılığı vb. sorunlar göz ardı edilmemeli.Başlık arama sansürünü ise şimdi fark ettim sizin sayenizde, sözlükte kimse bahsetmemiş bile.Sözlüğün geldiği hal gerçekten hayranlık uyandırıyor.Hal böyleyken sözlüğün şu haline ses çıkarmamak olmaz.Umarım diğer yazarlar da bunun farkına varır.
YanıtlaSilO sözleşmenin değişeceği söylendi gerçi ama benim güvenim yok. Artık önemi de yok.
Silevet sözlük yönetimi 2011 yılında yazarların bilgilerinin savcılığa verdi. sonuçta ekşi sözlük türkiye'de kurulmuş bir şirket,şirket türkiye'nin kanunlarına uymak durumunda. savcılıktan bu talep geldiyse bunu vermek zorunda. savcılığa bilgileri verilen yazarların bilgilendirilmemesi belki bir miktar sıkıntılı olmuş olabilir. ancak ekşi sözlük'te çoğumuz nick'lerimizin ardına saklanıyoruz. ve burada zaman zaman illegal oluşumları destekleyen yazılar yazılıyor. şahsen ben karşı değilim fikir özgürlüğüdür çoğu yazı. ancak bu yazarlar arasında ciddi anlamda suçlu olabilecek, polis tarafından aranan insanlar da olabilir. bu tip insanların bilgilerinin savcılığa verildiğinin söylenmesi suçluya yardım ve yataklık olarak değerlendirilebilir. bu yazarların sonra işleyeceği suçlardan sorumlu tutulabilirsiniz. yani şahsi fikrim doğru yapıldığıydı.
YanıtlaSilmoderasyon ekibinin istifası sözlük için kötü bir döneme girildiğinin başlangıcıydı benim görüşüme göre. hala bundan kaynaklı sıkıntılar yaşanıyor hepimizin malumu. keyfi uçurmalar, sansürler zaten bunun bir sonucu belki de. benim de kabul ettiğim bir durum değil.
son tema değişikliği olayının kendisi ise bu kadar yaygara kopartacak bir durum değil. yeterli olmasa da tema seçenekleri sunuldu. dediğim gibi yeterli değil asla. bunun dışında yazarların fikirlerinin alınması ve daha çok diyalog sürecinin yürütüldüğü bir ortam hepimizin isteği. bunun sözünü aldık ve ilk örneğini yaşadık kadın yazarların alınma sürecinde.
ekşi şeyler ise gayet olumlu bir fasilite. zaten bizim yazılarımızdan besleniyor çoğu sosyal mecra. onedio vs. ekşi sözlük gündeminden, buradaki yazılardan esintiler barındırıyor. en azından bizim kendi sitemizde, bizim emeklerimizin de refere edildiği bir şekilde sunulması da bence olumlu.
ekşi sabah uyanıp ilk girdiğim site .yazarların talepleri dikkate alınmalı.ekşisiz bir TÜRKİYE DÜŞÜNEMİYORUM.
YanıtlaSilEkşi, ruhunu kaybetmiş ve özgürlüğü iğdiş edilmiş bir yer uzun süredir. Yazarların taleplerini falan umursadıkları yok.
Siluçurulan yazarları unutmayınız lütfen. herkesin söylediğini söyleyip, kanzukun anlık manyaklıklarına kurban gitmişlerdir. çoğunun hangi entryler ile uçurulduğu ilgili başlıkta vardır.
YanıtlaSilUçurulan yazarlardan bahsettim zaten.
SilMurat Doruk Hiçsönmez, SUS çünkü BOŞ KONUŞUYORSUN ve YALAN SÖYLÜYORSUN. Milleti aptal yerine koyma.
YanıtlaSilYa bu kadar adamsınız. Çok sayıda yazılımcı arkadaş var aranızda, biriniz de bir site kurup burada toplanalım demiyor. Ekşi sözlükte edindiğiniz tecrübeyi kullanın biraz. Yazar alımına da önem verin işin aslında en önemli kısmı da. Saçma sapan bir dünya adamı çekiyoruz okuyucu olarak.
YanıtlaSilBiz aslında yeni bir sözlük üzerinde çalışıyoruz. şimdilik fazla detay vermek istemiyorum ama, daha önce denenmemiş bir bakış açısıyla bir sözlük çıkarmayı planlıyoruz.
SilSürüden ayrılanı kurt kapar derler de ekşi sözlük sürü değil kurt grubuna sürü özelliği katan bir oluşumdu. Yani çok da dert etmeyin ayrılmayı. Az evvel yazan kişiyim ben eklemeyi unutmuşum :)
YanıtlaSilYazar uçurmaları entrilerin silinmesini de engelliyor. Siteye giremediğiniz için entrilerinize de dokunamıyorsunuz. Ve doğal olarak binlerce entriniz sözlük tarafından gaspedilmiş oluyor.
YanıtlaSilBu açıdan bakınca keyfi yazar uçurma hukuksuzdur. Uçurulan yazrların entrileri de silinse başka türlü olurdu. Yan, yazarı uçurmak ve entrilerine el koymak gasptır. Şöyle düşünün. Siz yazarsınız ve yayıncınız sizi kovuyor ve o güne kadar bütün yazdıklarınıza el koyup istediği gibi kullanıyor. Bu hukuka da ahlaka da aykırıdır.
Ben de yazardım ama artık hesabımı kapattım ve yazmayı bıraktım.
Uçurulan yazarların entry'leri de siliniyor otomatikman. Aksi yönde bir şeye, yani iddia ettiğiniz türden bir duruma hiç tanık olmadım 17 yıl boyunca.
SilSiz ekşide birer ürünsünüz, facebook gibi kullanıcıların tepkilerini ölçen ve karar veren bir mekanizma veya yönetim yok. Bir ekip yok, dinleye yok. Ağzında purosu, koca göbekli, birkaç bin euroluk koltuğunda oturan ve "bu olacak" yapamayan veya beğenmeyen "sittirsin gitsin" mantığı ile yönetilen bir sözlük ve sizlerde bu sözlüğün ürünüsünüz.
YanıtlaSilTepkinize cevap vermeyenlere karşı böyle bir eylemin ömrü de etkiside az olacaktır. Burada yapılabilecek en güzel eylem Adblock Plus kullanmak olabilir mesela. Kullanmayan varsa da kullansın!
Etkisi gayet büyük oldu. Bir milyon entry silindi, ciddi bir kısmı da editlenerek içi boşaltıldı. Yapılabilecek en büyük ve en etkili eylemdir bu. Artık bu yazarların içerik de üretmeyeceğini düşünürsen, nasıl bir etki olacağını kestirebilirsin.
SilMerhaba,
YanıtlaSilSitenizi bir süredir takip ediyorum. Sözlüğe bağlı bir sub-etha'nın içinin nasıl boşaltıldığına tanık olmuş bir kişiyim ki o küçük bir örneklemdi sadece sözlük evreninden. Bir zamanlar günde yüzlerce insanın ziyaret ettiği bir sub-etha. Sonra yöneticileri o kadar saçma sapan davranışlar sergilediler ki o sub-etha için çalışıp çabalayan insanlara karşı, insanlar üç, beş, on derken, on birinci çabalarında artık bıktılar kabadayılıktan ve küsüp gittiler. Karşılığında şu an o siteye toplasanız bir günde BELKİ 10 kişi girip bakıyordur, öyle duruyor işlevsiz. Benim düşüncem, o sitenin, yöneticilerinin bir yerlerden aldıkları talimatlar doğrultusunda bilinçli olarak pasifleştirildiği. Çünkü Gezi olayları zamanında epeyi aktif olarak insanlar görüşlerini oradan ifade ediyorlar idi. Birilerinin hoşuna gitmedi bu durum, bitti. Bu süreci ben başından sonuna bizzat yaşamış bir kişiyim ki şu an sözlüğün de aynı sürecin içine yuvarlandığını görmemek mümkün değil. Açtığınız bir başlık birilerinin hoşuna gitmiyor ise sol frame'de yer almıyor'dan başlayıp selamsız sabahsız yazar uçurmalar’a kadar giden, büyüyen bir gerilim sonunda, bu noktadayız.
Açıkçası ben sözlüğün geldiği bu duruma üzülüyorum çünkü pek çok kişi gibi ben de bu ortamda çok sevdiğim ve değer verdiğim insanlarla tanışma şansı buldum ki o insanları günlük hayatım içerisinde tanıma şansım belki % 0,05. Fakat bir yandan da her işte bir hayır vardır düşüncesi ile yaklaşıyorum olaya. Sözlük hesabımı kapattıktan sonra kendime bir blog açtım ve sözlüğün yapısal sınırlarına dayanan içerikleri orada yayınlamaya başladım. Yani videoları, şarkıları, filmleri, başka dillerdeki yazılarımı, başka fontlar ve arka plana sahip metinleri paylaşabilmek beni daha da rahatlattı.
Ekşi sözlüğü şu an açıp okuyor muyum? Nadiren. Tema, fontlar, arka fon vs. beni ilk başta rahatsız ettiyse de sonradan "gece görüşü" ile falan örtünce idare etme noktasında duruyor görünüş. Ha sorarsanız tabii ki beta’ya değil antik sözlüğe dönmek isteyenlerdenim ben. Yine de görünüşten çok içeriğin aptallaşması benim canımı sıkan, sözlüğün içten içe çürümesine sebep olan ve insanları şu an soğutan şey o bence. 5 sene önceki sözlük ile şu anki sözlüğü içerik olarak aynı tatmin edicilikte buluyorlar mı acaba yöneticileri ben onu sormak isterdim kendilerine.
Sözün özü, işte buradayız. Biz görüşlerimizi ekşi sözlüğe yazdık ve sonra hak ettikleri yerin orası olmadığını görerek sildik. Şimdi başka mecralarda yazıyoruz, kaybettiğimiz bir şey yok bence, internette ilgilenen yine bu siteyi bulacak, yine okuyacak.
Güzeli günler diliyorum,
Bir okuyucunuz.
Sözlükten kopmamızdaki en önemli nedenlerden birine değinmişsiniz; "...yöneticilerinin bir yerlerden aldıkları talimatlar doğrultusunda bilinçli olarak pasifleştirildiği..." Bu durumu zaten bir süredir gözlüyorduk. Gerek bazı başlıkları doğrudan silinmesi, gerek başlıklardaki entry'lerin benzer şekilde silinmesi, sözlüğe nasıl müdahalede bulunulduğunu ve kimlerin denetimine girdiğini şüpheye yer bıraktırmayacak derecede hissettiriyordu. Muhalif olan her yeri susturmak isteyen, sağa sola kayyum atayanın zihniyet, sosyal medyanın en önemli parçalarından biri olan Ekşi Sözlük'ü başıboş bırakacak değildi. Bunu net olarak görebiliyoruz.
SilBu ve benzer sıkıntılardan muzdarip bazı arkadaşlarla, kendi alternatifimizi oluşturma çabasındayız bir süredir.
Verdiğiniz bilgiler ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.